Euro/Dolar Paritesi Hakkında Herşey

Forexin en temel paritesi aynı zamanda en hareketli ve her zaman işlem yapabileceğiniz bir piyasadır.

Günde 5 Trilyon dolar işlem hacmi

New York, Londra, Tokyo borsalarını unutun. Gerçek para döviz piyasasında dönüyor.

Forex'te başarının sırrı

Forex piyasasında işlem yapmak yüksek risk almak demektir. Başarı ise disipline bağlıdır

Doğru strateji ile yüksek kazanç

Kendinizi tanır ve sisteminizi disiplinle uygularsanız forex en kazançlı piyasadır.

Forex'ten para kazanmak elinizde

Forex'ten para kazanmak elinizde ama bunun için kendinizi ve piyasayı tanımanız şart

Ham Petrol Fiyatları - Temmuz Ağustos 2016

12:36 AM | , , , , ,

Petrolde neler oluyor? Büyük Britanya'nın -Avrupa Birliğinden çıkma referandumunda birlikten çıkma yönünde oy kullanması ilk aşamada petrol fiyaltarını olumsuz etkiledi. Buna ekonomik belirsizlik kadar risk iştahı düşen spekülatörlerin garantici davranarak Altın ve USD'ye hücum etmeleri de sebep oldu. Ancak 46 dolar desteğini test eden petrol Venezuela ve Norveç'deki üretim problemleri ile 29 Haziran akşam saatlerinde 50 dolar psikolojik sınırını test etti. 29 haziranda açıklanan stok verileri de fiyat yükselişinde etkili oldu. Beklentilerin çok dışında olmasa da stoklarda azalma fiyatları pozitif yönde etkiledi. 30 Haziran 2016 sabah saatlerinde, yani ben bu yazıyı yazarken 49.45 USD civarında yön arayışı halinde. Peki o zaman ne yapmak lazım. Şimdi bir kaç farklı yatırmcı profili için tavsiyelerde bulunayım.


1 - Risk seven yüksek sermayeli yatırımcılar: Yüksek sermayeli derken delicesine iyi fonlanmış bir hesaptan bahsetmiyorum. Sadece toplam yatırımının küçük bir kısmı ile işlem yapma lüksü olan, en önemlisi de bu disipline sahip yatırımcılardan bahsediyorum. Petrol her zaman volatilitenin çok yüksek olduğu bir pazar. Bu da risk alan yatırmcı için bol kazanç demek. Ama aynı zamanda fiyat hareketliliği özellikle kaldıraçlı işlemlerde büyük kayıp riski de demek. Eğer Temmuz başında 50.12 teknik direnç hacimli ve günlük kapanış bazında aşılmaz ise petrol 46 - 50 dolar bandında git gel yapmaya devam edecek gibi duruyor. Eğer yüksek volatiliteden korkmuyorsanız. 45.80'in üstünde alış, 49.80-50.12 aralığında da satış yapabilirsiniz. Yüksek hareketlilik olacağı için çok yakın stop-loss koymamak gerekir. Anlık oalrak 50 doların üstüne ya da 46 doların altına inebiliriz. Günlük kapanış direnç ve desteğin üstünde/altında olmadıkça işleme tutunmaya devam edebiliriz. Burada maksimum bir-iki günlük pozisyonları hedeflemek iyi olabilir. 49.50'den satıp 46.00 dolardan geri almak ve bunu bir ay içinde iki üç defa tekrarlamak gerçekten de çok keyifli olur.


2 - Uzun vadeli düşünen yatırımcı: Eğer SWAP'sız bir hesabınız varsa tek dert etmeniz gerekn roll-overlar olacak. Petrol süreli kontratlarla işlem gören bir piyasa olduğu için Foreks şirkelteri kontrat bitimlerinde sizi bir sonraki kontrata taşır. Aradaki fiyat farkını da size roll over olarak yansıtır. Bu Meta Trader 4 platformlarında SWAP olarak gözükecektir. Uzun vadede lehinize ya da aleyhinize olmaz. Petrol'de genel kanı arz/talep dengesinin oluşmaya başladığı yönünde. Bu da yaz sonunda 60 dolarlı fiyatların konuşulmasına neden oluyor (Bu konuyu Petrol 60 dolar olur mu yazımda kısaca tartışmıştım). Tüm yaz boyunca fiyatlar yükselmeyecek elbette, ancak 43 dolar seviyesine olabilecek geri çekilmelerde sınırınızı fazla zorlamadan buy-hold pozisyonu alabilirsiniz. Şimdi bu uzun vadeli bir kanalın alt sınırı demek ve kısa vadede ciddi bir yükseliş geçekleşmeyebilir ama şu aşamada fiyatların en azından 48-49 dolar seviyesine tekrar geleceğini bildiğimiz için eğer bu işlemi biraz elinizde tutacak semayeniz varsa akıllıca olabilir.


3 - Genel görüşler: Petrol şu anda iki farklı kanaldan hangisinde kalacağına karar vermeye çalışıyor. Aşağıdaki grafikte göreceğiniz gibi ilk olarak 2016 şubatında oluşmaya başlayan yükselen trend kanalımız var. Bu kanal içinde 2016 yılında petrol fiyatları neredeyse yüzde 80 artış gösterdi. Ancak 50 doların üstünü defalarca denememize rağmen kalıcı olarak aşamadık. Geri çekilmelerde ise 46 dolar çok kuvvetli bir destek olarak ön plana çıktı. Yani yükselen kanalın 46-50 yatay kanalına dönüşme ihtimali var. Ben şahsen yatay kanallarda işlem yapmayı tercih ettiğim için bu ihtimal bana çok cazip geliyor ancak şunu unutmamak lazım ki arz fazlası devam ediyor ve Nijerya ve Venezuela çok ihtiyaçları olan dövüz geliri için sorunları bir şekilde çözüp üretimi arttırı, Norveç de grev işini çözerse fiyatlar üzerinde ciddi bir baskı oluşabilir. Bu durumda da kanaldaki ilk duraklama noktamız olan 43 dolar civarı yine kuvvetli bir destek noktası olacak. Yakın zamanda 2015'deki fiyat çöküşüne benzer bir düşüşü beklemek gerçekçi değil.

Devamı...

Petrol'ün Varil Fiyatı 60 Dolar olur mu?

2:19 AM | , , ,

Petrolün aylar süren düşüşü sona erdi mi? Şubat 2016'dan bu yana gözlediğimiz yükseliş geçici bir tepki alımından daha fazlası mı? Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomi Bakanı'nın yaz ayları için öngördüğü 60 USD/Varil fiyatı aşırı iyimser bir umuttan ibaret mi yoksa? Bu yazıda gelin 2016 yazı için petrol fiyatlarında etkili oalcak faktörler neler ona bakalım.

1- Üretim şokları devam edecek mi?

Son bir kaç ayda petrol fiyatları için mükemmel fırtına şartları vardı diyebiliriz. Kanda'da orman yangınları, Nijerya'da boru hatlarına sabotajlar, Venezuala'da elektrik kesintileri ve iç karışıklık...Son iki ayda günlük petrol üretiminden yaklaşık olarak 3.5 milyon varil çıktı. Nijerya'nın petrol üretimi yüzde kırktan fazla düştü, Venezuala'da üretim kesintili olarak sürüyor, Kanda ise yangından etkilenen bölgelerde üretime kademeli oalrak yeniden başlıyor. Şu anda Nijerya'da şiddetin durulması yönnüde güçlü bir işaret yok. Venezuala ise ağır ağır bir halk darbesine doğru gidiyor. Kanada üretime devam etse ve İran'da günlük üretimin arttırmaya devam etse bile Amerika'da aktif kuyu sayısı azalmaya devam ettiği sürece petrol arz/talep dengesinde son iki seneye damgasını vuran aşırı arz fazlası olmayabilir. 2 haziran 2016'daki OPEC toplantısında ise üretimi kısmak konusunda bir karar çıkması öngörülmüyor. 

Sonuç: Fiyatları 26 doalra kadar çeken arz fazlası hala devam ediyor ama 2015'in ikinci yarısındaki muslıklardan petrol akıyor hadi petrolde yıkanalım modunda değiliz artık. Belli bir arz talep dinamiği oluşmaya başladı. O yüzden tekrar 30 doalrlara doğru hareket zor gözüküyor ancak üretim miktarı fiytları kalıcı şekilde zıplatacak kadar düşük değil. Yazın 60 doalrları görmnek için talep tarafından da destek gerekiyor.

2 - Talep ne olacak abicim talep?

Küresel ekonominin hızlanması tahmin edilenden daha yavaş oluoyr. Avrupa Birliği bir türlü kalıcı toparlanma işaretleri gösteremiyor. Çin ekonomisi ciddi problem işaretleri veriyor ve ABD 2015'deki faiz artışlarından sonra biraz tedirgin. Petrol talebini arttıran iki unsur var. Hindistan'ın yüzde 7.6 seviyesindeki büyüme hızı (petrol talebindeki artışın yüzde 30'u Hindistan kaynaklı), ve ABD'deki rafinerilerin ucuz petrolü fırsat bilip rafine üretimini arttırmaları. Kış çok soğuk olmadığı için Fuel Oil stokları zirve yaptı ama yazın Benzin talebinin iyi havalar nedeniyle çok artabileceği düşünülüyor. Ancak Arjantin yakın zamanda petrol ithalatına olan bağlılığını azaltmak amacıyla yatırım eksikliği nedeniyle azalan petrol üretimini arttırma kararı aldı. Bu bir yandan global üretimi arttırırken bir yandan da önemli bir pazarın net alıcı pozisyonundan çıkması anlamına gelecek. Elbette bu aydan gelecek aya etkilemeyecek bir karar ancak petrol üzerindeki stratejik kararları etkileyecek. 

Sonuç: Talep artışı beklendiği kadar yüksek olmayabilir. ABD'de rafineriler kış boyunca rekor düzeyde yakıt ve benzin üretimi yaptılar. 50 doalr üzerindeki fiyatlarda enerji talebini karşılamak için pahalı rafine ürün yerine stoklara yönelebilirler. Hindistan büyümeye devam etse de AB ve ABD talebi artmadıkça talebin önemli bir sıçrama yapması zor.

3 - İşin teknik analiz tarafında neler oluyor?

Haftalık grafikte RSI ve STOCHASTIC osilatörler "aşırı alım" sinyali vermek üzere ancak MACD pozitife geçiş yaptı ve yükselen bir trend çizgisi var. 50 USD/Varil civarında ciddi bir direnç var ve MACD pozitife doğru geçiş yapsa bile RSI ve STOCH daha uzun sürecek bir yükseliş trendinde zorlanacak gibi duruyor. Günlük grafikte ise yine aşırı alımda sinyalini almak üzereyiz ve MACD de sat sinyali vermek üzere. Eğer önümüzdeki beş altı seans içinde yukarı doğru bir kırılma yaşamaz isek teknik olarak sat sinyali alacak gibiyiz. Özellikle 2 haziran'daki OPEC toplantısından çok olumlu bir karar çıkmazsa kısa vadeli bir şok yaşayabiliriz. 46 doalr ile 43 dolar arasındaki bölgede çok ciddi destek oluşmuş durumda. Talepte meydana gelecek ani bir düşüş gündeme gelmedikçe 43 doların altını yakın zamanda görmemiz zor. 

SONUÇ: 50 dolardaki direnç ve 46-43 aralığındaki destek kısa vadeli işlemler için kullanılabilir. 50 dolar civarında shor pozisyon alırsanız ya çok iyi marjininiz olsun ya da 50.25 - 50.30 civarlarına stop-loss koyun. Bir önceki zirve olan 50.20 yi hacimli aşarsak 2015 yazında test edilen 57 USD civarına kadar ciddi direnç yok, bol bol zarar edebilirsiniz. 46-43 aralığındaki bölgeye doğru geri çekilmelerde yine akıllıca stop-loss emirleri ile long pozisyon alabilirsiniz.  
Devamı...

2016 Altın Fiyatları

1:02 AM | , , ,

2016'nın ilk dört ayı altın için çok iyi geçti. 1000 USD ve altında fiyatlar konuşulurken 1300 USD direncini zorladık. Ben bu yazıyı yazarken 1220 USD/ons seviyesinde fiyatlanıyordu. 2016'nın ilk iki ayı o kadar pozitifti ki hemen hemen tüm büyük yatırım bankaları ve finans portalları 2016 sonu için altın fiyatı tahminlerini 1100 dolar üzerine çektiler. Aslına bakılırsa sanayi talebi artmaz, üretim zirve yaparken fiyatların bu kadar yükselmesi biraz şaşırtıcıydı. Küresel ekonominin canlanma hızının yavaş olması, Amerikan Merkez bankası FED'in faiz oranlarında yapacağı düzenlemeyi geciktirme ihtimali güvenli liman olarak altına hücum başlattı. Faiz getirisi olmayan altın ancak DOLAR faizleri düşük olduğunda cazip hale geliyor. EURO ve JAPON YENİ reel faizleri uzun süredir negatif olduğu için DOLAR ve ALTIN arasındaki dans bir kaç senedir daha sıkı bir şekilde birbirine bağlı. Gelin şimdi 2016'nın ikinci yarısında Altın fiyatlarını etkileyecek gelişmelere bir göz atalım.

1 - ALTIN ARZI ARTMAYA DEVAM EDECEK

2015'de fiyatlardaki gerilemeye rağmen altın üretimi tarihi zirvesi olan 91.7 milyon ons seviyesine ulaştı. Bir yıldan fazla süredir düşük altın fiyatları ile yaşamak zorunda kalan altın üreticileri piyasada kalabilmek için maliyetlerini aşağı çekecek tedbirler alıyor. 2015 için global olarak ortalama nakit maliyet (yani bir ons altın çıkartmanın nakit maliyeti) 707 dolar civarındaydı. 1250 doların üstünde fiyatlama devam edebilirse altın üretimi karlı bir iş olmaya devam edecek. Kısacası üretimde ani bir düşüş beklentisi yok. Bu da fiyatlar üzerinde aşağı yönde bir baskı getirecektir. Ancak üreticiler pazar payını yitirmekten korktukları için kısa vadeli fiyat şoklarına fazla tepki veremeyecekler (elbette bu bu seneye özgü bir durum değil). Geleneksel olarak en büyük üreticilerden olan Güney Afrika'nın 1990'larda 20 milyon ons civarında olan üretimi geçtiğimiz yıl beş milyon onsa kadar düştü. Buna rağmen üçüncü dünyadan yeni katılan pazarlar, Rusya'nın ve Çin'in üretimlerini düşen fiyatlara rağmen rekor seviyelerde tutması ile global üretim 2008'den bu yana sürekli artmaya devam ediyor. Bu senenin ikinci yarısında da önemli bir değişim beklemiyoruz.
 
Ancak altının üretim masrafları fiziksel nakit masraflardan ibaret değil. Madencilik çok yüksek sermaye yatırımı gerektiren bir sektör ve hemen hemen tüm üreticilerin üzerinde çok ciddi finans / kapital yükleri var. Tüm işletme, yeni rezerv arama ve faiz yüklerini hesaba kattığımızda bir ons altının maliyeti 1175 dolar civarında. Bu da 2015 ortalama altın fiyatının 17 USD üzerinde. Yani uzun vadede altın madenciliğinin sürdürülebilmesi maliyetlerin düşmesine bağlı. Aşağıdaki grafikten görebileceğimiz gibi tüm işletme masrafları cevher çıkartma maliyetinin aksine son beş senedir düşme eğilimi gösteriyor. Tüm işletme masraflarına giren kalemlerin pek çoğu çıkarılan maden miktarıyla doğrudan bağlantılı olmadığı için altın işletmeleri cevher çıkartma maliyeti yeteri kadar düşük olduğu sürece üretimi arttırmaya devam edecektir.

2 - Altın madenleri fiyatların üzerinde belirleyici olacak

Malumu ilan etmek gibi oldu değil mi? Ama burada anlatılması gereken bir hikaye var. Piyasadaki altın fiyatlarını arz tarafında etkileyen iki ana kaynak var. Madenlerde yeni çıkartılıp işlenerek piyasaya sürülen altın, ve mevcut altın stoklarının piyasaya girmesiyle oluşan ikincil piyasa. Bir diğer deyişle bir merkez bankası altın rezervlerinin bir kısmını sattığında ikincil arz yapmış oluyor, altın madeninin piyasaya sürdüğü cevher ise birincil arz. İkincil arz ile fiyatlar arasında ilginç bir ilişki var. Özellikle muadili olan endüstrilerde (dişçilik gibi) ve mücevher piyasasında talep genellikle fiyat trendini takip ediyor. Yani fiyatları belirlemiyor. Fiyatları sürükleyen ana faktörler altın üretimi ve endüstriyel talep. 2015 boyunca ikincil arz düşerken mücevher talebi artış gösterdi. (Aşağıdaki iki grafik durumu özetliyor.















Diyeceğim odur ki temel altın fiyatlarını belirleyen en önemli faktör (arz tarafında) maden üretimidir. Bu kaynak uzun vadeli bir azalmaya girmedikçe altın fiyatları üzerindeki aşağı yönlü baskı devam edecektir. 2011'deki fiyat zirvesinden sonra aynı seviyelere çıkmamız için ya Rusya, Güney Afrika, gibi belirsizliğin potansiyel olarak üretime sekte vurabileceği pazarlarda büyük şoklara ihtiyaç var ya da küresel ekonomideki dalgalanmalar yüzünden güvenli liman arayışının daha da artmasına. Ancak FED faiz oranlarını arttırmaya devam ederse ABD hazine bonoları ve Dolar mevduatı cazibesini arttıracak ve altın üstünde ek bir baskı oluşturacak.

3 - FED Faiz oranlarını takip edeceğiz

Ocak ve Şubat 2016'da ABD ekonomisindeki toparlanma hızının yavaşladığına dair göstergeler bahar aylarında beklenen faiz arttırımı kararının ertelenmesine, dolayısıyla altına yatırımın cazibesinin artmasına yol açmıştı. Şimdi hazirandan itibaren iki ya da üç FED müdahelesi olabileceği konuşuluyor. Burada aritmetik çok basit. Eğer FED ekonomiyi aşırı ısınmaktan korumak üzere faiz oranlarını yükseltirse ABD Dolarına yatırım cazibesini arttıracak. Kendine güvenli liman arayan fonların bir kısmı faiz getirmeyen altın yerine yüksek (göreceli olarak tabii) faiz getiren ve zaten güvenilir olan dolara kayacak. EURO ve YEN negatif faiz getirisi önerdiği için takip edeceğimiz temel faiz / altın dinamiği bu sene de Dolar faizleri olacak.

4 - Merkez bankası alımlarına dikkat

Merkez bankaları 2008 yılından bu yana altın rezervlerini arttırıyor. Normal şartlar altında merkez bankalarının altın alımları fiyatların yükselmesine sebep olur. Bu da elinde altın tutmayı seven yatırımcılar için iyi haberdir. Ancak merkez bankalarının altın alma sebepleriyle yatırımcının altın alma sebepleri her zaman aynı değil. Ve merkez bankaları altın konusunda yanlış zamanlamalarıyla meşhurdur. 2008 - 2011 yılları arasında altın durmadan yükselirken merkez bankaları da altın alıp duruyordu (bu alımlar da fiyatları destekleyerek bir fasit daire oluşturuyordu zaten). 1980'de altın tarihi zirvesini yaptığında merkez bankaları net alıcıydı. Altın fiyatları 1990lar boyunca düşerken ise net satıcıydılar. Şimdi benzer bir dinamiği görüyoruz. merkez bankası alımlarıyla yükselen altın fiyatları üreticilerin iştahını kabartarak altın arzını yukarı çekiyor. Ancak merkez bankaları ancak belli bir miktarda altın depolayabilir. Ve eğer tarihi dinamik devam edecek ise 2008'den bu yana devam eden merkez bankaları rezerv artışı önümüzdeki dönemde fiyatların aşağı yönlü ivme kazanacağına işaret olabilir. Bunun işaretlerini zaten 2011 zirvesini takip eden dönemde gördük. 2011-2015 aralığında merkez bankaları ağırlıklı olarak net alıcıydı ve fiyatlar gerileme eğilimdeydi. Merkez bankaları halen net alıcı ve 1300 dolar sınırındaki altın fiyatları merkez bankaları rezervlerini doldurduğunda önemli bir alıcıdan mahrum kalacak. Bunun 2016 içinde gerçekleşeceğini söylemek zor ama tarihi bir gerçeği unutmayın: Merkez bankalarının uzun dönemli net alıcı olduğu dönemleri ciddi fiyat düşüşleri takip eder.



Son Söz

Altın için yatırım bankalarının 2016 başında dillendirdiği uçacak coşacak gazlamalarına gelmeyin. Aynısını 2016'da petrol 20 doların altını görecek diyerek de yaptılar ve şimdi 26 dolardan petrol almış bir zenginler ordusu var. 27-28 dolarda petrol satanlar ise eğer yeteri kadar erken stop loss koyamadılarsa ciddi zararlar etti. Kaçı ağlıyor bilmem. Aynısını altında yaşamayın. Merkez bankalarının alım furyası sona erene kadar piyasanın gazlanması, 1300 dolar civarında dikkat çekmeyen short pozisyonların açılması lazım. Elinizde imkan varsa merkez bankalarının altın rezervlerindeki değişimi takip edin. Uzun vadede altın fiyatlarını iki faktör belirliyor çünkü. Fiziksel üretim ve merkez bankası rezervleri. FED'in faiz arttırımı kararlarını takip eden dönemde altında keskin düşüşler yaşanabilir. Bu dönemlerde büyük açık pozisyonlarda yakalanmayın.



Devamı...

Rusya, İran, Petrol Fiyatları ve ABD : Yeni Neslin Soğuk Savaşı

7:19 AM | , , , , , , ,

2014 ekonomik açıdan Avrupa Birliğinde bir türlü gelmeyen toparlanma, Amerika Birleşik Devletleri'nin toparlanmada başı çekmesi, Japonya Merkez Bankasının gevşek Yen politikası ve belki de en önemlisi Rus Rublesi'nin hızlı değer kaybı ile sıkıntıya giren Rusya ekonomisindeki gelişmeler ile hatırlanacak. Ben bu yazıda Rusya ekonomisini bu denli sıkıntıya sokan gelişmeleri ve 2015 yılı için neler bekleyebileceğimizi ele alacağım. İsterseniz işe Rusya'nın giderek artan enerji ihracatına bağımlı ekonomisinden bahsederek başlayalım.

2013 yılında Rusya yaklaşık olarak 527 milyar dolarlık ihracat geliri elde etti. Bu gelirin 386 milyar doalrdan fazlası, başka bir deyişle yüzde 68 kadarı ham petrol, doğal gaz, ve petrol ürünleri satışından elde edildi. Bu istatistik açıkça Rusya'nın ham madde ihracatına bağımlı bir ekonomi haline geldiğini gözler önüne seriyor. 2011 - 2014 döneminde 100 doların üzerinde seyreden petrol (ve dolayısıyla yüksek fiyattan işlem gören doğalgaz ve diğer petrol ürünleri)  fiyatları Rusya'nın gelir adaletsizliğinin giderek arttığı ekonomisini besleyen ana unsur olmuştu. Ancak 2014'ün ikinci yarısında hem talep artışının beklenen düzeyde olmaması, Çin ekonomisinde yavaşlama belirtileri ve Avrupa Birliğinde gözlenen deflasyon beklentisi OPEC ülkelerinin üretimi arttırma kararıyla birleşince petrol fiyatları 2014 Temmuzunda 115 dolar seviyesinden Aralık 2014 itibariyle 55 USD seviyesinin altını gördü. Kaba bir hesapla bu Rusya'nın enerji ihracatının miktar oalrak aynı kalırsa değer olarak yüzde elliden fazla düşeceği anlamına geliyor. Tüm ihracatının yüzde yetmişini enerji ihracından karşılayan Rusya için bu tüm doviz gelirlerinin yüzde 30'dan fazla düşmesi anlamına gelecek (eğer petrol fiyatları bu seviyede kalırsa).
Peki Suudi Arabistan'ın başı çektiği OPEC ülkeleri kendi gelirlerini da azaltan ve sonlu bir kaynak olan petrol rezervlerini daha hızlı tüketen bu politikayı neden ısrarla sürdürüyor? Daha önce küresel kriz dönemlerinde üretimi arttırarak fiyatlarda gevşeme sağlamayı inatla reddeden OPEC nasıl oldu da piyasaya petrol akıtmaya devam etmeye karar verdi? Piyasada fiyatlar düştüğünde kendi rezervlerini korumak için üretimi kısan ABD şirketleri ise sanki Suudi Arabistan'a fiyat konusunda pabuç bırakmak istemezmiş gibi tam gaz üretime devam ediyor. Bu ilginç politika ekonomik olarak ne mantığa ne de tarihe baktığımızda ülkelerin davranış kalıplarına uymadığı için işin içinde ekonomik olmayan bir takım sebepler olduğu sonucuna varmak hiç de zor değil.
Suudi Arabistan'ın resmi pozisyonu pazar payını kaybetmemek ve Amerika ve Kanda'da son yıllarda - yüksel petrol fiyatları dolayısıyla karlı hale gelen - hızlanan "tar sands" rezervlerine yapılan yatırımı engellemek olarak sunuluyor. 75 doların altındaki varil fiyatı ziftli topraklardan petrol damıtılmasını sürdürülemez kılıyor ve Suudi Arabistan da uzun vadede petrol rekabetine girmemek için - sözde - ucuz petrol politikası yürütüyor. Oysa orta ve uzun vadede bu politika petrol rezervlerini ucuza satmak anlamına geldiği için fazla anlam taşımıyor. Suudi Arabistan ve diğer önde gelen petrol ihracatçıları için rasyonel davranış petrol fiyatlarını global üretimi ve talebi olumsuz etkilemeyecek kadar yüksek bir seviyede tutmak olmalı. Öte yandan ucuz petrol Avrupa Birliği ve Japonya'da - genel talep yeteri kadar artmadığı için - deflasyon tehdidi yaratıyor bu da finans piyasaları üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. 
Neresinden bakarsak bakalım petrol fiyatlarının bu denli gerilemesi hem de bu gerilemenin önlenebilir olduğu halde başı çeken petrol ihracatçıları tarafından desteklenmesi ekonomik olarak pek anlamlı değil. Özetleyecek olursak:
  • Ucuz petrol büyük ihracatçıların en önemli doğal kaynağını neredeyse yok pahasına satmalarına yol açıyor.
  • Bu denli ucuz petrol OPEC'in genelde tercih ettiği bir poliitka değil.
  • Avrupa Birliği talep azlığı dolayısıyla deflasyon tehdidi altında kalıyor
  • Amerikan üreticileri ucuz petrolü fırsat bilip yerel rezervleri koruma yolunu tercih etmiyor

Peki ekonomik olarak mantıksız gelen bu politikanın altında ne gibi politik sebepler var?

Sıralayalım.
  1. Rusya'nın soğuk savaş eğilimleri: Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü agresif ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü hiçe sayan poliitka uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından süper güçler arası yeni bir soğuk savaş benzeri durumun öncülü olarak yorumlandı. Rusya doğal gaz ve petrol satışları ile kendine bağımlı kıldığına inandığı Avrupa Birliğinin yeni agresif politikalarına fazla ses çıkartamayacağını düşünüyordu (büyük ihtimalle) ancak eski alışkanlıklar kolay kaybolmuyor. AB Amerika'nın da desteğiyle Rusya'nın ummadığı kadar sert bir tepki gösterdi ve Rusya G8 toplantılarına davet edilmemeyi de kapsayan bir takım ekonomik yaptırımlara maruz bırakıldı. Ancak bu yaptırımlar kısa vadede Rusya'nın canını çok yakacak ölçekte değiller. O yüzden (kesin kanıt olmamakla birlikte) büyük ihtimalle ABD Rusya'yı finansal baskı altına almak için ihraç gelirlerini azalatacak bir politikayı yürütmeye ve desteklemeye ihtiyaç duyuyor
  2. İran üstünde baskı yaratmak için fırsat: Ucuz enerji en büyük doğalgaz ve petrol ihracatçılarından birisi olan İran'ı da zorluyor. Suudi Arabistan da hem ABD'den gelen baskı ya da cesaretlendirme ile politik ve mezhepsel rakibini zayıflatacak hamleler yapmaktan kaçınmıyor. Sadece İran ekonomisini zora sokmak için ucuz ham madde politikası yürütmek kabul edilemeyecek kadar maliyetli bir tercih olurdu ama işin içinde Rusya da olunca İran'ı da sıkıştıracak bir politika daha da cazip hale gelmiş oluyor.
  3. Büyüme temposunu yakalayan ABD'nin iştahı: Ucuz petrolün Rusya'ya, İran'a ve ABD'li petrol şirketlerine olumsuz etkisi var. AB ve Japonya da pek memnun değiller çünkü ekonomileri bir türlü büyüme ivmesi yaratamadığı için deflasyona yol açan her gelişme kaygı yaratıyor. Oysa ABD ekonomisi yüzde 2 nin üzerinde bir büyüme hızı ve yüzde altının altında işsizlik oranlarına geri gelmeyi başardığı için ucuz petrol fiyatlarından zarar görmek bir yana yarar bile sağlıyor. Bu yüzden petrol şirketlerinin hoşuna gitmese dahi ucuz petrol için bastırmaya devam ediyor.

2015 ve Türkiye öngörüleri 

  • Bu denli umarsız bir üretim fazlası sürdürülebilir bir politika değil ancak ne ABD'de ne de Suudi Arabistan'da yavaşlama işareti yok. 2015'in ilk yarısı petrol fiyatlarının 60 doların altında seyretmesini doğal karşılamak gerek.
  • Güçlü dolar düşük petrol fiyaltarından da beslenerek değerini koruyacak. Bu da emtia fiyatları üzerinde baskı yaratmaya devam edecek
  • Altın 1200 doların altında seyretmeye devam edecek. 1100 ve 1000 dolar öngörüleri var. Dolara yatırımın bu kadar cazip olduğu bir ortamda faiz getirisi olmayan değerli metaller rezerv tercihi olarak da cazip olmuyor. Endüstriden gelen talep de yeteri kadar canlı olmayınca altın, gümüş, ve platin fiyatlarında baskı devam edecek. Forex piyasalarında işlem yapan yatırımcılar kısa vadeli grafiklerde satış yönlü fırsatları yakalamaya bakmalı.
  • Japon yeni zayıf kalmaya devam edecek çünkü Japonya'nın ihraç sektörlerini canlandırmanın başka yolu yok gibi görünüyor. Şu aralar 120 civarında dolaşan JPY/USD paritesinin 125-130 seviyelerini zorlaması hiç de zor değil. 2015 tam anlamıyla bir dolar yılı olacak gibi duruyor
  • Ucuz petrol Türkiye'nin cari açık problemine ilaç gibi geliyor. Biz bunu doğalgaz faturamızda ve benzin harcamalarımızda hissetmiyoruz ancak hükümetin bütçe konusunda eli biraz daha rahatlayacak. Seçim yılı olan 2015'de ucuz petrol hükümete popülist politikalar için alan yaratabilir. Bu uzun vadede zarar verecek olsa da AKP'nin seçim performansını olumlu etkileyecek bir gelişme.
  • Giderek daha da fazla önemli hale gelen Rusya ile ticaret ilişkileri ve Rusya'daki Türk yatırımları malesef kötü bir döneme giriyor. Özellikle Rusya pazarına fazla bağımlı hale gelmiş turistik işletmeler zor bir 2015 geçirebilir. Alternatif pazar arayışlarına ara vermemek gerek
  • Forex yatırımcıları TL paritelerinde işlem yaparken dikkatli olmalı. Çapraz kur etkileri ile USD/TRY ve EUR/TRY paritelerinde Türk ekonomisinden bağımsız ani dalgalanmalar olabilir. İşlem hacmi sınırlı olan paritler spekülasyona ve manipülasyona açık hale gelecek. Büyük oyuncuların silkeleme hamlelerine paniğe kapılmadan tepki vermek önemli.
Devamı...

Altın ve Gümüş Fiyat Analizi - Göründüğünden daha karmaşık bir uğraş

4:02 AM | , , , ,

Değerli metaller her zaman için insanların aklında olan yatırım araçlarındandır. Özellikle altın ve biraz daha düşük ölçekte olmakla birlikte gümüş özellikle ekonominin kötü gittiği, bankalar güvenin azaldığı dönemlerde yatırımcılar için güvenli bir liman özelliği taşır.

Geçtiğimiz bir kaç on yıla kadar Altın ve Gümüş daha çok değerli metal özellikleriyle, yani rezerv aracı olarak kullanılabilme özellikleri ile değerleniyorlardı. Ancak otomotiv ve özellikle de elektronik sanayinin hızla büyümesi altın ve gümüşü aynı zamanda demir ve bakır gibi birer sanayi metası haline de getirdi. İşte bu yüzden gümüş ve altın fiyatlarını incelerken sadece diğer para birimleriyle ve merkez bankalarının rezervlerindeki değişimlere bakmak yeterli bilgi vermez hale geldi. Altın ve gümüş hem ekonomik güvene, zıynet olarak fiziksel talebe, ve sanayi talebine bağlı olarak fiyatlanıyor. Kısacası pek çok bakımdan gümüş fiyatlarını analiz etmek temel pariteleri analiz etmekten daha zor bir hale geldi. Kaba bir EUR/USD analizini sadece faiz oranlarındaki ve merkez bankası politikalarındaki değişimlere bakarak dahi yapabilirsiniz. Çok ayrıntılı ve kısa vadede işlem yapmanıza olanak sağlayacak bir analiz olmaz ama fiyatın genel yönünü takip etmek için yeterli bir bilgi edinmiş olursunuz.

Örneğin FED para musluğunu daraltmaya, Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise ihracatta rekabetçi kalmak için para hacmini genişleteceğini duyurduğunda USD/JPY'nin genel yönünün uzun bir süre yukarı olacağını görmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Ancak Gümüş ve Altın için artık aynı kolaylık söz konusu değil. Şöyle açıklamaya çalışalım. Genel olarak ekonomik krizler sırasında altın ve gümüşe olan talep artar. Bunun sebebi finansal sisteme olan güvenin azalması ve yatırımların düşmesi sonucunda paranın değerli metallere kaymasıdır. O halde bir türlü burnu bok çukurundan çıkmayan küresel ekonomi yüzünden Altın ve Gümüş fiyatları yükselmeli değil mi? Hatta tarihi zirvelerini yapmalı değil mi? Oysa gümüş fiyatları çok ilginç bir seyir izliyor.

2008'de mortgage krizi Amerika Birleşik Devletlerinden başlayarak tüm Avrupa'ya yayıldığında - ve malesef bizi de teğet geçmeyip saplayıp çıkardığında - Gümüş fiyatları yaklaşık üç ay boyunca dipsiz kuyuya düşer gibi inmiş, 2009-2011 arasındaki toparlanma sürecinde ise yükselmişti. Oysa standart değerli metal analizimiz doğru olsa bankalara olan güven azalınca insanların değerli metallere koşması gerekirdi. Ancak altın ve gümüş aynı zamanda endüstride çok kullanılan metaller. Özellikle, makina sanayii, elektronik ve otomotiv gümüşün ve özellikle altının en fazla kullanıldığı sanayi dalları. Bu da küresel krizlerin aynı zamanda altının ve gümüşün çok kullanıldığı ürünlere olan talebi azaltarak değerli metaller üzerindeki fiyat baskısı oluşturmasına neden oluyor. Kısacası altın ve gümüş eskiden olduğu kadar güvenli limanlar değil. Bir kriz döneminde sığınmayı umacağımız bu değerli metaller endüstriyel talep azalınca fiyat bakımından kötü etkileniyor.

Şimdi işin içine bir de güçlü dolar girdi. FED yavaş yavaş para musluğunu kısmaya başladı. Öte taraftan Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası ise parasal gevşeme sürecini devam ettirmek bir yana hızlandırarak arttıracakalrının sinyalini veriyorlar. Bu da dolara olan talebi arttırıyor. Dolar araçları cazip hale geldikçe Altın ve Gümüş'e olan talep de azalıyor. Bir yandan küresel kötü gidiş bir yandan da güçlü dolar önümüzdeki aylarda ve büyük ihtimalle 2015'in hemen hemen tamamında altın ve gümüş piyasalarına ayıların hakim olmasına sebep olacak. Genelde satışta ve kısa vadeli rallileri satış yönünde fırsat oalrak değerlendirmek doğru olacaktır. Ancak altın ve gümüşün günlük yüzde 5'e varan volatiliteye sahip olabildiğini unutmadan işlem yapın.


Devamı...

İleri Forex Stratejileri - Trend Breakout

3:39 AM | , ,

Önceki bir yazıda Forex'e yeni başlayan yatırımcılar için trend kanallarının kırılma anlarının uzak durulması gereken bölgeler olduğundan bahsetmiştim. Bu yazıda ise teknik analiz konusunda biraz zaman harcamış, ve risk davranışını yerine oturtmuş daha tecrübeli Forex yatırımcıları için oldukça avantajlı bir stratejiden bahsedeceğiz. Trend kırılmalarından nasıl kar edebileceğimiz üzerine yazacağım.

Breakout daha önce en az bir kaç defa test edilmiş destek ya da direnç seviyelerinin yüksek işlem hacmiyle aşılması (aşağı ya da yukarı yönlü) olarak tanımlanır. Tipik olarak berakout sonrasında fiyat hareketinin kırılan kanal, ya da önceki kırılmalarda gözlenen salınım kadar devam etmesi beklenir. Breakout aynı zamanda alıcı (bull) ve satıcı (bear) ağırlıklı yatırımcılar arasında oluşmuş olan kısmi dengenin bir taraf lehine değişmesi olarak da yorumlanabilir. 

Bahsettiğimiz direnç ve destek seviyeleri yatay bir kanalın alt ve üst sınırları olabileceği gibi aşağı yönlü ya da yukarı yönlü bir trend kanalını belirleyen sınırlar da olabilir. Trend terinmelerini bu kadar cazip yapan şey doğru zamanda piyasaya giriş yapıldığında düşük riskle kazanç elde etme imkanı sağlamasıdır. Kırılan direnç breakout sonrası desteğe, kırılan destek ise direnç seviyesine dönüşerek hangi fiyat düzeyine stop loss emri vereceğimiz konusunda bize iyi bir işaret sunar. Böylece fazla downside riski almadan karlı bir işlem yapma şansı elde ederiz.

Örnek olarak aşağıdaki grafiğe bir göz atalım. Grafik USD/JPY Günlük grafiği. 

Dolar/Yen paritesi uzun süre 101,280 ile 104,200 arasındaki yatay kanala sıkışıp kalmıştı. Bu kanalda temel analize dayalı olarak gelişen boğa piyasası fiyatları bir türlü 105 kritik seviyesine taşıyamıyordu. Ancak Eylül 2014'te Amerikan Merkez Bankası (FED) parasal genişleme döneminin sonuna gelindiğine dair işaretler vermeye başladı. Aynı dönemde Japonya merkez bankası ve Japon hükümeti de Japonya'nın ihracat piyasalarında gücünü arttırmak için Japon yeninin değerinin daha da düşmesine izin vermekten kaçınmayacaklarını açıkladılar. Bu da boğalara istedikleri fırsatı vermiş oldu. Fiyatlar önce 104,350 deki direnci yukarı doğru kırdı. Kritik olan üst üste iki gün artık destek seviyesine gelen bu fiyatın üstünde kalmaktı. İkinci gün yani 3 Eylül'de fiyatlar biraz gerilese de 104,600 civarında tutundu ve 1 Ekim'de yani sadece 28 gün sonra fiyat 110,000 seviyesini test etti. Ardından gelen tepki satışları ile neredeyse 104 desteğine kadar gerilesek de fiyatlar 105'in üstünde kalmayı başardı ve Ekim sonu, Kasım başı itibariyle yukarı yönlü hareketine devam etti.

3 Eylül'de piyasaya alış (long) pozisyonunda giren ve 1 Ekim'de piyasadan çıkan yatırımcı yaklaşık 5000 piplik bir kazanç sağlamış oldu. Biraz daha sabırlı olan ve düzeltme hareketindeki düşüşten korkmayan yatırımcılar ise 115 seviyesini aşmış USD/JPY paritesinden 10000 piplik bir kazanç sağlamış oldular.

Şimdi kısaca trend kırılmasına aday pariteleri nasıl buluruz, ve ne şekilde işlem yapmalıyız bir ona göz atalım.

1) Güçlü destek ya da direnç noktalarını keşfedin.

Uzun süre aynı kanal içinde hareket eden pariteler (ya da hisse senetleri, aynı mantık her türlü yatırım aracına uygulanabilir) bir nevi güç toplar. Benim güç toplamak olarak adlandırdığım süreç alıcı ve satıcıların kanal içinde zaman içerisinde geliştirdikleri beklentiler doğrultusunda pozisyon alması, olası bir kırılma sonrasında gerçekleşmek üzere alım, satım, stop loss ve take profit emirleri girmeleri ile gerçekleşir. Bu da eninde sonunda trend kanalı kırıldığında fiyatın kuvvetle ve yüksek hacimle desteklenerek hareket edeceği anlamına gelir. Bir direnç ya da destek noktasının güçlü olup olmadığını gösteren iki gösterge vardır. İlk olarak destek ve direnç seviyelerinin geçmişte birden çok defa test edilmiş olması gerekir. İkinci olarak test edilen bu destek ve direnç noktalarından geri dönüş hareketinin yüksek hacimle gerçekleşmiş olması beklenir. Eğer bu şartları yerine getiren bir parite bulursanız trend breakout için iyi bir aday bulmuşsunuz demektir.

2) Günlük ya da 4 saatlik grafikleri kullanın

Bu strateji gün içi işlemler için uygun bir yol değildir. Breakoutları almak ve satmanın altında yatan mantık menkul değerin bir fiyat seviyesinde potansiyel biriktirmesidir. Trendin kırıldığını ancak desteğin altında ya da direnç seviyesinin üstünde kapanış yapılırsa tespit edebiliriz. Bu tespiti volatilitenin yüksek olduğu dakikalık ve bir saatlik grafiklerde belirlemek zordur. Yüklü bir kaç işlem yanıltıcı candlestick formasyonlarına sebep olabilir. O yüzden bu stratejiyi en kısa dört saatlik grafiklere uygulamak doğru olacaktır.

3) Pozisyon Almak

Günlük grafikte trend kanalının kırıldığına hüküm getirmek için günlük kapanışın kanalın dışında gerçekleşmesi gerekir. Emin olmak için üst üste iki kapanışın kanalın üstünde olmasını bekleyebilirsiniz. Stop Loss seviyesinin güvenli bir şekilde kanalın içinde bir düzeyde tutmanız gerekir. Çünkü çok büyük ihtimalle fiyat kırılma noktasını tekrar test edecektir. Eğer çok yakın bir stop loss koyarsanız prematüre bir şekilde (ve zararla) pozisyondan çıkarsınız.

4) Çıkış noktası

Elbette açık pozisyonu ne zaman kapatacağınıza karar vermek her zaman kolay değildir. Bu piyasaya, sizin risk iştahınıza, ve güncel olaylara bağlı olarak değişecektir. Ancak sıklıkla gözlediğimiz bir durum şudur. Kırılma sonrası fiyat hareketi genellikle kırılan kanalın yüksekliği kadardır. Örneğin 500 piplik bir yatay kanal yukarı hareketle kırıldığında çok fazla zaman geçirmeden fiyatın yukarı doğru 500 piplik bir hareket yapacağını tahmin edebiliriz.

5) Yenilgiyi kabullenmek

Her break out başarılı olacak diye bir kural yok. Eğer günlük bazda tekrar kanalın içinde kapanış gerçekleşirse daha fazla ısrar etmeden pozisyonu kapatmakta fayda var. Eğer fiyatlar tekrar kanalın içerisinde hareket etmeye başlarsa boşu boşuna zararımız artar. Yenilgiyi kabul edip yeni bir aday aramaya başlamak en doğrusu olacaktır.


  
Devamı...

5 Adımda Forex'de Başarı - Kanaldan Şaşma

12:44 AM | ,

Forex piyasalarında işlem yapmaya başladınız. Harika. Hemen her yeni forexci gibi sizin de beklentiniz kaldıraçın da etkisinden yararlanarak az zamanda çok paralar kazanmak. Dolar bir coşarsa paranın dibine vururum hacı, gibi bir tutum ara sıra hepimizi etkisine alır. Ama dikkatli olmak gerek.

Çeşitli Forex eğitim sitelerinde ve kitaplarında trend kırılma stratejileri önerildiğin göreceksiniz. Bu stratejiler bir trend kanalının kırıldığını nasıl anlayacağınızı ve kırılan trend kanalının tersi yönde nasıl pozisyon alacağınız üzerinde durur. Ancak bu stratejileri uygulamak için marjin durumunuzun çok çok iyi olması ve pozisyona giriş noktasına oldukça yakın stop loss ile çalışılması gerekir. 

Doğası gereği trend kanallarının kırıldığı noktalar fiyat hareketliliğinin arttığı noktalardır. Bu gibi zamanlarda küçük forex yatırımcısı için iki tehlike bulunur. İlk olarak yüksek volatilite dönemlerinde dinamik spreadler artar, yani alış ve satış fiyatı arasındaki makas açılır. Bu gibi dönemlerde gün içi işlemlerde karlı konuma geçmek zorlaşır. İkinci olarak ise yüksek volatilite yüksek hacimli alış ve satış emirlerini de beraberinde getirir. Bu durumlarda fiyatta manuel olarak tepki veremeyeceğiniz hızda dalgalanmalar gerçekleşir. Eğer stop loss seviyesi belirlemediyseniz bir anda kendinizi derin bir çukurda bulabilirsiniz.

Bir önemli problem de trend kanalının gerçekten kırılıp kırılmadığını anlamanın her zaman kolay olmamasıdır. Eğer trend kanalı gerçekten kırılmadıysa o zaman fiyat kanal içindeki hareketine geri dönecek ve kanaldan çıkıldığına inanarak aldığınız pozisyonun tam tersi yönde fiyatlanmaya başlayacaktır.

Yaklaşık beşe senelik forex maceramda iki tür işlemden yüksek kar elde ettiğimi görüyorum. Yatay kanallarda kısa vadeli alım satımlar (50-150 piplik, gün içi ya da maksimum bir kaç günlük pozisyonlar) ve temel analize dayanan uzun vadeli pozisyonlar. Genel olarak dik trend kanallarında ve trend kırılma noktalarında piyasada olmamayı, ya da en azından kısa vadeli (gün içi) riskli (yüksek hacimli) işlemlerden kaçınmayı tercih ediyorum.

Eğer siz de forex maceranızın bir poker ya da rulet sitesinden farklı olmasını istiyorsanız bir günde paranızı ikiye katlayacağınızı düşündüğünüz riskli işlemlerden kaçınmaya bakın. Eğer bu seride üstünde durduğumuz temel ilkeleri takip ederseniz forex'i uzun süre sizi ayakta tutacak bir yatırıma dönüştürmemeniz için hiç bir sebep yoktur.
Devamı...